Taşkınlar Asuman Korukoğlu- Köşe yazısı

Kıbrıs Sulak Alan Topluluğu Taşkınlar 2025 Aralık

Ülkemiz küçük bir adanın üçte birinden oluşuyor ve bu toprak parçasında; 162 deremiz vardır.

Yağmur sularıyla akışa geçen 162 dere.

Bu derelerin  kurak iklim koşullarımızdan dolayı her yıl akışa geçmemesi olmadıkları ve akmayacakları anlamına gelmez.

Ben son 3 gündür yaşadıklarımızı afet değil bereket ve su bayramı olarak nitelendiriyorum.

İklim değişikliğinden dolayı havada biriken su buharının havaların soğumasıyla yağışa dönüşerek yere inmesi bekleniyordu. Su döngüsünün tamamlanması için bu şarttır. Doğa her koşulda döngülerini devam ettirir. Ve su döngüsü de yaşamsal öneme sahip döngülerden biridir.

Bağıra bağıra gelen iklim değişikliğine direnebilmek için biz hazırlıklı olmalıydık.

En büyük eğitimci, en usta mimar, en zarif sanatçı ve en güçlü idareci her zaman doğadır. Bunu unutmamak, dünya üzerindeki insan yaşantısını buna göre planlamak gerekir. Ustaca yaşam budur.

Bu planı yaparken de; doğayı deneyimleyerek bilenlerle birlikte, doğal varlıklara saygı duyan kültürel değerleri, doğayı koruyan disiplinleri, doğayı çalışan biliminsanlarının önerileri ve tavsiyelerini dinlemek gerekir.

Son 125 yıldır dünya üzerinde  yapılan yanlışlardan ibret almak; o hataları tekrarlamadan günümüzün gerekliliklerine geçebilmek gerekirdi.

Sulak alanlar tüzüğünün değişmesi, istila edilen dere yataklarının ve diğer sulak alanların insan yapısı kirleticilerden (binalar, yığma topraklar ve sulak alanları katleden güya yeşil alanlar ve parklar dahil),

temizlenmesi, doğanın kendi kendini restore etmesine bırakılması gerekirdi. İçi sürülen, setleri yıkılan, önleri kesilen, daraltılan ve moloz yığılan dere yataklarının, yatak ve toprak özellikleri bozulmadan temizlenmesi gerekirdi. 

Dileğim bundan sonra bunların yapılması. Bu konuda yazılı dilekçemiz yine hazırdır.

Yine ilgili makamlara sunulacaktır.

Sizin bir dereyi koruma tüzüğündeki haritaya işlememiş olmanız onun dere olmadığı anlamına gelmez. Bütün yaşananların nedeni de budur. Bir sulak alanın gerçek sınırları  sizin belirlediğiniz sınırlar değil, doğanın belirlediği sınırlardır. Arazinin topografyası ve florası bunu gösterir. Mülkiyet durumuna göre koruma alanı belirleyemezsiniz. Koruma sınırına göre mülkiyet durumu belirlemeniz gerekir. Aksi halde bu yaşananlar bitmeyecek tekrar edecek.