Muhatap Almıyoruz" Masalı Artık Kimseyi İkna Etmiyor

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binalarının açılışında bir kez daha ezberleri tekrarladı. “Güney Kıbrıs’ı muhatap almamız mümkün değildir” dedi. Yetmedi, “Güney Kıbrıs’la ticaret yapmamız, limanlarımızı açmamız mümkün değildir” diye ekledi.

Peki bu sözleri duyduktan sonra Güney Kıbrıs’taki market raflarına bir bakalım: Türk markaları birbiriyle yarışıyor. Üstelik bu ürünler Kuzey Kıbrıs’taki fiyatlardan bile daha ucuz. Şimdi sormak lazım: Muhatap almıyoruz dediğiniz ülkeye bu ürünler kuşla mı gidiyor?

Gerçek şu: Türkiye, Güney Kıbrıs’la doğrudan değilse bile dolaylı ticaret yapıyor. Aracılar, ithalatçı şirketler, Avrupa’daki Türk markaları üzerinden bu ürünler oraya ulaşıyor. Yani ekonomik ilişki var, hem de güçlü bir şekilde. Ama siyasi söylem hâlâ 1970’lerde takılı kalmış gibi. “Biz onları tanımıyoruz, biz muhatap almıyoruz” diyerek halkı aldatmaya çalışıyorlar.

Bu noktada mesele Güney Kıbrıs meselesi olmaktan çıkıyor. Mesele, halkı ne kadar süreyle bu ucuz ve kof söylemlerle oyalayabilecekleri. Zira Erdoğan’ın bu çelişkili söylemleri artık Kıbrıslı Türkler arasında da rahatsızlık yaratıyor. İnsanlar, yıllardır süren izolasyona rağmen hâlâ “haklı dava” anlatısı içinde oyalanmaktan bıkmış durumda.

Bir yanda Güney’de Türk malları satılıyor, öte yanda Kuzey hâlâ tanınmıyor, hâlâ dünya ile entegre değil. Erdoğan ise hâlâ kürsüden "direniş" masalları anlatıyor.

Bu samimiyetsizlik sürdükçe, ne Kıbrıs’ta adil bir çözüm olur, ne de Türkiye’nin dış politikası ciddiye alınır. Artık bu halk “laf” değil, gerçek adımlar görmek istiyor. Tabela açılışlarında yapılan konuşmalarla değil, limanlarda, ticarette, diplomasi masasında verilen mücadeleyle ilgileniyor.

Erdoğan ve hükümeti, ya bu gerçekle yüzleşecek ya da kendi halkına masal anlatmaya devam edecek. Ama unutmamalılar: Artık kimse bu masala inanmıyor.