Devletin Gücünü Arkasına Alıp Milletin İradesine Tuzak Kurmak!

Ayşe Öztabay- Köşe Yazarı

Bir kez daha tanık olduk: Devletin makamı, milletin kürsüsü değil; bir siyasi partinin propaganda aracına dönüştürüldü. Oysa o kürsüde, halkın tamamının temsil edildiği bir duruş beklenirdi. Ne yazık ki beklentimiz yine boşa çıktı.

Bir etkinlik için toplanan kalabalığın karşısına çıkıp, Devlet’i arkasına alarak seçim çalışması yapmak sadece ahlaki değil, açıkça hukuki bir ihlaldir. Bu, fırsat eşitliğini ayaklar altına almak, seçim adaletine hançer saplamaktır. Yetmedi, söylenmeyen sözleri söylenmiş gibi sunup algı yaratma gayreti içine girildi. Bu, halkı yanıltma çabasının en çirkin biçimidir.

Bu çabanın adı nettir: Devlet gücünü kötüye kullanmak.

Kameralar önünde tiyatro çevirenler, yıllardır bu halkı uluslararası hukuk önünde savunmasız bırakanlardır. Bugün çıkıp barış, eşitlik, hukuk diyenler; dün toplumun içine fitne sokan, halkı birbirine düşüren ayrımcı politikaların mimarlarıdır.

Yetmedi... Kendi halkını gidip başka ülkelerin başkanlarına şikâyet ettiler! Yetmedi... Bu halkı kaosun içine itip bir de başına “ilah” kesilmeye kalktılar. Ama unutulmasın: Bu halk kime ilah muamelesi yapacağını da, kimin artık tarih çöplüğüne karıştığını da bilir.

Biz ise sessiz değiliz. Sadece doğru zamanı bekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki, hakikat zamanla konuşur. Şimdi değil belki… Ama iki ay sonra söz sırası bizde olacak. Bu sabır, bir suskunluk değil; bir hazırlıktır.

Sabırsızlanıyoruz.