İhkak-ı Hak mı, Hukuk Devleti mi?
- memleket gazetesi
- May 12
- 1 min read

Giderek artan şiddet olayları, sokak ortasında silahların patlaması, adeta mafyavari hesaplaşmalar... Bu ülke ne zaman böyle bir "hesaplaşma mahalline" döndü? Hani nerede hukuk devleti? Nerede adaletin terazisi? "Ne polis ne mahkeme, hakkımı kendim alırım" diyen sepet mafyasına mı bıraktık artık sokaklarımızı?

Hükümetin dillerden düşmeyen icraatları varmış… Peki, onca icraat arasında vatandaşın can güvenliği için hangi adımlar atıldı? Dursun Bey, bir soralım size: Bu silahlar nasıl temin ediliyor? Kaç tane ruhsatsız, kayıtsız ya da yasa dışı silah var bu ülkede, biliyor muyuz? Tahmini sayılar bile dudak uçuklatıyor. Peki ya patlayıcılar? Bunlar kimin elinde, hangi amaçlarla dolaşıyor?
Bir başka soru da şu: Son Bakanlar Kurulu kararlarında, hakkında deport kararı kaldırılan yabancıların suç dosyalarında ne yazıyor? Hangi kriterlerle ülkeye geri döndürülüyorlar? İnsan ister istemez düşünüyor: Güvenlik politikamızın sınırları nerede başlıyor, nerede bitiyor?
Etkin güvenlik tedbirleri için bir seferberlik planı var mı? Yoksa olaylar belli bir eşiği geçince mi “işin ciddiyeti” fark edilecek? Kaç can daha yitince “devlet nerede?” sorusuna yanıt aranacak?
Ve hanım beyefendiler nasıllar? Saraylar, korumalar, güvenlik duvarları ardında hayat güzel mi? Sokaktaki yurttaş her sabah şüpheyle güne başlarken, o duvarların ardında huzur var mı gerçekten?
Bu ülkenin, kendini sokak adaletine terk eden değil, hukuka teslim eden bir yurttaş yapısına ihtiyacı var. Ama önce, hukuk devletinin gerçekten var olduğuna inandırılmaya...

Comments