Özkunt: Ülke kara para ve mafya düzenine teslim edildi
- memleket gazetesi
- Nov 28
- 3 min read





Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Nevzat Özkunt, Sim TV’de Meyil Adakul’un hazırlayıp sunduğu Geniş Açı programına konuk olarak ülkedeki güvenlik krizini, laiklik ilkesine yönelik saldırıları ve derinleşen ekonomik yıkımı değerlendirdi.
Özkunt, son dönemde yaşanan silahlı saldırılar, kundaklamalar ve tehditlerin tesadüf olmadığını belirterek, kara para ve mafyatik çevrelerin ülkeyi adım adım ele geçirdiğini söyledi:

“Bu noktaya bir günde gelmedik. Kumarhaneler, sanal bahis ofisleri, döviz büroları, lüks araç galerileri… Hükümet buna adeta çanak tuttu. Ülkeye kara para aklamak için gelen karanlık çevreler, sınır kapılarımızın kevgire dönmesiyle elini kolunu sallayarak girdi.”
Sınır kapılarında sorgusuz sualsiz girişler yapıldığını, ülkeye giren sabıkalı, mafyatik kişilerin izlenmediğini vurgulayan Özkunt, şöyle devam etti:
“Tabancalar giriyor, tetikçiler geliyor. Ülke, kara parayı paylaşma kavgasının sahnesine döndü. İnsanlar ‘hiçbir dahlimiz yokken bize de bir yerden kurşun gelir mi?’ kaygısıyla yaşıyor. Ülke sorma gir hanına çevrildi.”
Özkunt, polisin olaylar sonrası hızlı hareket ettiğini ancak asıl sorumluluğun siyasi iktidarda olduğunu belirterek, kara paranın giriş ve dolaşımını izleyecek güçlü bir mekanizma kurulması gerektiğini söyledi:
“Para ve Kambiyo Dairesi, mali polis, muhaceret birimleri güçlendirilmeli ve yeni düzenlemeler getirilmelidir. Kara paranın hangi kanallardan ülkeye girip hangi kanallardan sisteme sokulduğu anbean izlenmelidir. Bu hükümet ise sırtını bu büyük sermaye çevrelerine yaslamış durumda. Bu nedenle sağ zihniyetten gerçek bir temiz eller operasyonu beklemek, ölü gözünden yaş beklemektir.”
Özkunt, gecikmiş bir erken seçim çağrısı yaparak, toplumun 19 Ekim’de atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a ve mevcut düzene zaten “hayır” dediğini hatırlattı:
“Toplum, müdahalelere, mafyatik düzene, kara paraya dayanan iktidara çok net biçimde hayır dedi. Hükümet erken seçimi erteleyerek yalnızca kendi hazin sonunu geciktiriyor.”
İlahiyat Koleji ve laiklik: İhtiyaç değil, ideolojik bir toplum mühendisliği
Programda Mağusa’da gündeme gelen İlahiyat Koleji projesini de değerlendiren Özkunt, bunun eğitim ihtiyacını karşılamaya dönük masum bir adım değil, laik eğitime ve yaşam tarzına müdahalenin parçası olduğunu söyledi:
“Bu ülkede çocuklarımız yıllardır dinini öğreniyor, din eğitimiyle ilgili bir eksiklik yok. Mağusa’da İlahiyat Koleji açma ısrarı ihtiyaçtan değil, ideolojik bir tercihten kaynaklanıyor. Amaç, laik eğitimi geri plana itmek, toplumu dönüştürmek.”
Lefkoşa’daki Hala Sultan İlahiyat Koleji örneğini hatırlatan Özkunt, yıllardır mezun veren bu okuldan kaç kişinin gerçekten “din adamı” olduğunu sorguladı; modelin Türkiye’deki imam hatipleşme sürecinin kopyası olduğuna dikkat çekti.
Nisan ayında türban düzenlemesiyle ilgili toplumsal tepkiyi de anımsatan Özkunt, bu hamlelerin halk tarafından reddedildiğini söyledi:
“Tüzük değişiklikleriyle çocuklara türban dayatılmak istendiğinde toplum ayağa kalktı. 19 Ekim’de bu tepki sandığa da yansıdı. Buna rağmen hâlâ sanki Ersin Tatar oradaymış gibi hareket ediyorlar. Laik düzeni zedeleyen yasalar, toplum yararı ve anayasa açısından yeniden değerlendirilecektir. Biz de bunun takipçisi olacağız.”
Eğitim sendikalarının Mağusa’da İlahiyat Koleji’ne karşı sürdürdüğü mücadeleyi selamlayan Özkunt, TDP’nin laik, bilimsel eğitimden taviz vermeyeceğini vurguladı:
“Kıbrıs Türk halkı, iradesine, yaşam biçimine, laik düzene her zamankinden daha fazla sahip çıkmak zorundadır. Aydın, çağdaş, Atatürkçü nesiller yetiştiren bu düzen ciddi bir saldırı altındadır. Bu saldırıyı masumlaştırmaya, ‘ihtiyaç’ diye pazarlamaya kimsenin hakkı yok.”
Enflasyon ve hükümet politikaları: Sepeti şimdi hatırladılar, dar gelirlinin alım gücü sürekli erirken seyrettiler
Ekonomi başlığında yüksek enflasyon ve hayat pahalılığına değinen Özkunt, Başbakan Ünal Üstel’in “enflasyon sepetinin gerçeği yansıtmadığı” yönündeki son açıklamasını hatırlatarak, hükümetin yıllardır bu gerçeği bildiği halde adım atmadığını söyledi:
“Neredeyse 4–5 yıldır iktidardalar, sepeti şimdi hatırladılar. Bu süre boyunca gerçek hayat pahalılığının altında belirlenen enflasyon oranlarıyla, özellikle asgari ücretlilerin alım gücü eridi, yoksullaştı.”
Türk lirasına bağlı politikalar nedeniyle enflasyonun büyük ölçüde “ithal edildiğini” söyleyen Özkunt, buna rağmen hükümetin temel gıda ve temizlik ürünlerinde vergi ve fon düzenlemeleri yapmayarak dar gelirliyi korumadığını vurguladı:
“Temel ürünlerde KDV ve fonların sıfırlanması, çok sıkı denetimle desteklenebilirdi. Kısa süreli göstermelik indirimler dışında hiçbir ciddi adım atılmadı. Denetim olmayınca da fiyatlar inmedi.”
Asgari ücret tartışmalarında “ücret artışı enflasyonu artırır” söylemiyle emekçilerin baskılandığını, Cumhurbaşkanlığı döneminde Ersin Tatar’ın “Bin dolar asgari ücret mi olur?” çıkışını hatırlatan Özkunt, şunları kaydetti:
“Enflasyonun altında kalan her artış, ürün fiyatlarında bir iyileşme sağlamıyor, ancak sermayeye gelir transferi olarak yansıyor. Fiyatlar denetimsizlik nedeniyle artmaya devam ediyor.”
Özkunt, yeni dönemde kayıt dışılığın azaltılması, gerçekçi enflasyon hesaplaması, etkin fiyat denetimi ve sosyal devlet ilkesine uygun vergi politikaları gerektiğini belirterek, TDP’nin bu yönde hazırlıkları olduğunu ifade etti:
“Bu ülkede kaynak yok değil; kaynaklar yanlış kullanılıyor. Kaynakları belli sermaye çevrelerine aktaran bu hükümet gidecek. Yerine emeği merkeze alan, dar gelirliyi koruyan, üretimi ve reel sektörü destekleyen, adil bir vergi düzeni kuran bir sosyal devlet anlayışı gelecek.”
“Gecikmiş seçim ve yeni düzen için hazırlanıyoruz”
Nevzat Özkunt, TDP’nin manifesto hazırlığı, güçlü ve temiz aday kadrosu, sağlık ve eğitim başta olmak üzere uzman komitelerin çalışmalarıyla “yarın hükümete gelecekmiş gibi” hazırlandığını vurguladı:
“Bizim ihtiyacımız sadece iyi insanlar değil, iyi bir sistem. Avrupa Birliği normlarına uygun, hukuka dayalı kurumsal bir devlet yapısı kurmak zorundayız. Bu çökmüş, kokuşmuş, yolsuzluğa batmış düzeni değiştirmek için gecikmiş seçime ve güçlü bir toplumsal ittifaka ihtiyaç var.”
Özkunt, yurttaşlara çağrısını ise net cümlelerle özetledi:
“Sırtını kara para çevrelerine, kumar baronlarına yaslayan partilere geçit vermemek toplumun görevidir. TDP’yi ve yurtsever, emekten yana güçleri mecliste çoğunluk yapmadan bu düzen değişmez.”



Comments