Ece Balcı: Kendi Toprağımızda Kendimizi Güvende Hissetmiyoruz
- memleket gazetesi
- Jul 8
- 2 min read

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Mağusa İlçe Başkanı Ece Balcı, Mağusa sahillerinde son bir yıl içinde yaşanan ve hâlâ aydınlatılamayan şüpheli ölümlere dikkat çekerek, kamuoyuna “Artık korkmadan, yüksek sesle bunları sorgulamalıyız” çağrısında bulundu.

Yazılı bir açıklama yapan Balcı, cansız bedenleri sahillerde bulunan Güldeniz Özel, Ahsen Nur Kilitçioğlu ve son olarak 23 yaşındaki Talha Yıldırım’ın ölümlerinin yalnızca bireysel trajediler değil; sistematik ihmallerin, şeffaflıktan uzak soruşturmaların ve toplumsal güvensizliğin sonucu olduğunu ifade etti.
“Bu ülkede kimsenin can güvencesi yok mu?” diye soran Balcı, şunları söyledi: “Her biri bir hayat, bir umut ve gençliğin sessiz çığlığıydı. Ama bugün artık her sabah yeni bir cansız beden haberiyle uyanıyoruz. Soruşturmalar eksik, ifadeler çarpıtılmış, deliller kayıp. Polis suskun, kamuoyu karanlıkta. Bu, yalnızca bir sistem sorunu değil; insan hayatına verilen değerin yok oluşudur.”
“Kendi evimizde güvende değiliz”
Güldeniz Özel’in ölümünün hâlâ aydınlatılamadığını, Ahsen Nur Kilitçioğlu’nun telefonunun kayıp olduğunu ve ailesinin ifadesinin avukat eşliğinde alınmadığını hatırlatan Balcı, son olarak ölü bulunan Talha Yıldırım’ın ölümüyle ilgili de benzer soru işaretlerinin bulunduğunu kaydetti.
Balcı, “Bize yıllarca ‘Bu ada yarısı güvenlidir’ dediler. Oysa biz artık kendi evimizde, kendi toprağımızda kendimizi en güvensiz hissettiğimiz dönemi yaşıyoruz” dedi.
“Bu tablo sistematiktir, ihmalle örülüdür”
Soruşturmaların şeffaf yürütülmemesi, ailelerin hukuki destekten mahrum bırakılması ve gerçeklerin saklanmasının toplumda adalete olan güveni sarstığını belirten Balcı, “Bu tablo, münferit değil; politiktir, sistematiktir ve ihmalle örülüdür” ifadelerini kullandı.
“Ben artık korkmuyorum, sorguluyorum”
Genç bir kadın olarak artık korkmadığını ve her gün daha fazla sorguladığını dile getiren Ece Balcı, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Eğer üç gencin hayatı bile bu kadar kolay silinebiliyorsa ve ardından gelen sessizlik sürüyorsa, hepimizin vicdanı birer mezarlığa dönüşür. Bu, adaletin ve insanca yaşama hakkının mücadelesidir. Adalet istiyoruz. Şeffaflık istiyoruz. Hesap sorulmasını istiyoruz. Ve bu adada artık bir kişi daha eksilmesin istiyoruz.”





Comments